COVID-19 süresince biz diş hekimleri acil olmayan tedavi rutinlerimize ara verdik. Sadece acil tedaviler için hastalarımızı kabul ediyoruz. Acil dediğimiz zaman hepimizin aklından ilk olarak ‘’ ağrı ‘’ sözcüğü geçer.
Bu süreçte birçoğumuzun önceliği değişti, çok ileri yaşta olanlarımız haricinde hiçbirimizin tecrübe etmediği bir tablo ile karşı karşıyayız. Daha önce hiç duymadığımız ilgilenmediğimiz kavramlarla ve sözcüklerle dost olduk. Zarflı virüs, karantina, mikro damlacıklar, kuluçka süresi vb. gibi.
İçerisinde bulunduğumuz bu süreçte diş fırçalamanın öneminden bahsettiğimizde bazılarınızın garipseyeceğini tahmin ediyorum ancak durum pek de sandığınız gibi değil.
Artık hepimizin bildiği gibi virüsle karşılaşan bazı insanlar hiçbir semptom göstermiyor, bazıları hafif semptomlarla atlatıyor, bazı kişiler ağır semptomlarla geçirirken ne yazık ki bazı kişiler ise hayata veda ediyor.
İnsan vücudunun bu virüse farklı cevaplar oluşturmasının sebebi halen araştırılsa da tüm uzmanların ortak görüş belirttikleri bir nokta var; Bağışıklık sistemi.
Güçlü bağışıklık sistemi olan kişiler ‘genellikle’ hastalığı belirti göstermeden veya hafif belirtilerle atlatıyorlar.
Ağız ortamında bir çok bakteri yer almaktadır. Vücudumuzda en yüksek bakteri ağız ortamında bulunur. Bakterilerin bir arada oluşturduğu bu topluluğa mikrobiyata denir.
Ağız mikrobiyatasında hem yararlı hem zararlı bakteriler yer alır. Etkin ve düzenli diş fırçalanmadığında ağızdaki zararlı bakterileri yok edemeyiz. Zararlı bakteriler yayılım gösterirler, çoğalırlar ve bağışıklık sistemimizi zayıflatırlar.
Bağışıklık sistemi; bakteriyel ve viral enfeksiyonlara karşı bizim vücudumuzun savunma sistemidir. Vücutta en fazla mikroorganizma bulunan bölge ağızdır. Ağız hijyenimiz korumak aynı zamanda bağışıklık sistemimizin yükünü hafifletmek dolayısıyla onu da korumaktır.